Edille-i Erbaa Işığında Örnek Müslüman Kadın

Stok Kodu:
9786257912716
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
305
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
67,62
50,72
9786257912716
670521
Edille-i Erbaa Işığında Örnek Müslüman Kadın
Edille-i Erbaa Işığında Örnek Müslüman Kadın
50.72

Çağımızın en büyük sorunlarından birisi olan modernite hastalığının dînimiz üzerinde ki tahrîbâtlarının îmânı az veyâ çok olan her Mü'mîn için bir elem sebebi olduğu âşîkârdır. Maalesef ki gerek eğitim câmiamızda gerekse toplum nezdimizde alıp başını giden “feminizm” akımı artık “Müslümân Kadın” algımızı yerle yeksân eder hâle gelmiştir. Fıtrata ve ahlâka aykırı olarak dikte edilen ve kendi içimizden de kendisine son zamanlarda çok fazla taraftâr bulan bu görüşün doğuşu, kendi boğuldukları karanlıkta tüm Dünya'nın da boğulduğunu sanan bir devirde Fransa'da ismi lâzım olmayan sözde kadın devrimci özde ahlâksız toplumun ahlâka aykırı şahsiyetlerinin “Aydınlanması(!)” ile ortaya çıkmıştır. Femînistlik, erkek düşmanlığı değildir. Aksine ortaya çıktığı toplumda da günümüzde de kendi dînî ve ahlâkî fıtratına uygun bir yaşam bulamayan, kendisini erkekle bir gören, kadın-erkek eşitliğinden dem vurarak (kendi toplumlarını ifsâd ettikleri yetmiyormuş gibi) başta âlem-i İslâm olmak üzere tüm Dünya dîn ve toplumlarınında ifsâd olması için ellerinden geleni yapan ve işin garip olan kısmı da şu ki aslında kapital düzene hizmet edip kendilerince olmaktan kaçındıkları “Köle” vârî kadın figürünü bile isteye para karşılığında satan bir düşünce sistemidir.

Femînizmin ne olup ne olmadığını anlattıktan sonra asıl kanayan damarlarımıza tampon yapmanın zamanı geldi diye umut ediyorum. Sevgili dîn kardeşim, bacım! Bu kitap, Efendimizin şu müjdesine binâen; “…Allah'a yemîn ederim ki, Cenâb–ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nîmeti olan kırmızı develere sâhip olmandan daha hayırlıdır.” başta senin uyanışını bir nebze bile olsa gerçekleştirip Rahmân'ın katında kendimize şefaat gerekçesi olması için daha sonra da senin elinle, senin dilinle, senin hâl ve tavrınla ve senin yetiştireceğin evlatla öldükten sonra bile kendimiz için bir hasenât kapısını açık bırakma gâyesiyle ele alınmıştır.

Allah Celle Celâlühû sizi de, bizi de, soyumuzu da başından sonuna kadar İslâm üzere olanlardan eylesin. Âmin.

Çağımızın en büyük sorunlarından birisi olan modernite hastalığının dînimiz üzerinde ki tahrîbâtlarının îmânı az veyâ çok olan her Mü'mîn için bir elem sebebi olduğu âşîkârdır. Maalesef ki gerek eğitim câmiamızda gerekse toplum nezdimizde alıp başını giden “feminizm” akımı artık “Müslümân Kadın” algımızı yerle yeksân eder hâle gelmiştir. Fıtrata ve ahlâka aykırı olarak dikte edilen ve kendi içimizden de kendisine son zamanlarda çok fazla taraftâr bulan bu görüşün doğuşu, kendi boğuldukları karanlıkta tüm Dünya'nın da boğulduğunu sanan bir devirde Fransa'da ismi lâzım olmayan sözde kadın devrimci özde ahlâksız toplumun ahlâka aykırı şahsiyetlerinin “Aydınlanması(!)” ile ortaya çıkmıştır. Femînistlik, erkek düşmanlığı değildir. Aksine ortaya çıktığı toplumda da günümüzde de kendi dînî ve ahlâkî fıtratına uygun bir yaşam bulamayan, kendisini erkekle bir gören, kadın-erkek eşitliğinden dem vurarak (kendi toplumlarını ifsâd ettikleri yetmiyormuş gibi) başta âlem-i İslâm olmak üzere tüm Dünya dîn ve toplumlarınında ifsâd olması için ellerinden geleni yapan ve işin garip olan kısmı da şu ki aslında kapital düzene hizmet edip kendilerince olmaktan kaçındıkları “Köle” vârî kadın figürünü bile isteye para karşılığında satan bir düşünce sistemidir.

Femînizmin ne olup ne olmadığını anlattıktan sonra asıl kanayan damarlarımıza tampon yapmanın zamanı geldi diye umut ediyorum. Sevgili dîn kardeşim, bacım! Bu kitap, Efendimizin şu müjdesine binâen; “…Allah'a yemîn ederim ki, Cenâb–ı Hakk'ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidâyete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nîmeti olan kırmızı develere sâhip olmandan daha hayırlıdır.” başta senin uyanışını bir nebze bile olsa gerçekleştirip Rahmân'ın katında kendimize şefaat gerekçesi olması için daha sonra da senin elinle, senin dilinle, senin hâl ve tavrınla ve senin yetiştireceğin evlatla öldükten sonra bile kendimiz için bir hasenât kapısını açık bırakma gâyesiyle ele alınmıştır.

Allah Celle Celâlühû sizi de, bizi de, soyumuzu da başından sonuna kadar İslâm üzere olanlardan eylesin. Âmin.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat