Palancı Yakup

Stok Kodu:
9786055618902
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
67,00
9786055618902
578021
Palancı Yakup
Palancı Yakup
67.00
Palancı Yakup, Osmanlı esnafının son mümessillerindendir. Mesleği palancılık‘tır. Yani atların eğerlerini, semerlerini, palanlarını imal eder veya bunları tamir eder. Kozanda, alceylan isimli meşhur bir koşu atı vardı. Adana‘da veya kazalar arasında yapılan at yarışlarında, daima birinci gelirdi... Koşuya başladığı zaman, kuyruklarını diker, en öne fırlar, kimseye ön vermeksizin yarışı bitirirdi. Onun şöhretini duymayan kalmamıştı. Yakub‘un dükkanı, kasabanın ana çarşısı üzerindeydi...Gelip geçenler sohbet etmek veya dinlenmek için oraya uğrarlardı. Yakub‘un en büyük zevki de,dükkanına gelenlere alceylan hakkında konuşmak ve göklere çıkartarak methetmekti. Onun nasıl koşuya başladığını, nasıl uçar gibi gittiğini, Türkiye‘de onu geçecek at bulunmadığını ballandıra ballandıra anlatırdı. Hayatımda güzel bir şey gördüğüm, bir şeye imrendiğim zaman, aklıma hep palancı Yakup gelir. Kendi kendime düşünürüm: Yakup, alceylanın eğerini tamir etmek suretiyle, onun başarısına bir katkıda bulunmuş olmanın gururunu duyuyordu. Kendi kendime düşünüyordum: Acaba ben de, imrendiğim, hayran kaldığım bazı eserlere bir katkıda bulunarak veya bulunduğumu zannederek, kendimi mutlu hissedemez miyim?
Palancı Yakup, Osmanlı esnafının son mümessillerindendir. Mesleği palancılık‘tır. Yani atların eğerlerini, semerlerini, palanlarını imal eder veya bunları tamir eder. Kozanda, alceylan isimli meşhur bir koşu atı vardı. Adana‘da veya kazalar arasında yapılan at yarışlarında, daima birinci gelirdi... Koşuya başladığı zaman, kuyruklarını diker, en öne fırlar, kimseye ön vermeksizin yarışı bitirirdi. Onun şöhretini duymayan kalmamıştı. Yakub‘un dükkanı, kasabanın ana çarşısı üzerindeydi...Gelip geçenler sohbet etmek veya dinlenmek için oraya uğrarlardı. Yakub‘un en büyük zevki de,dükkanına gelenlere alceylan hakkında konuşmak ve göklere çıkartarak methetmekti. Onun nasıl koşuya başladığını, nasıl uçar gibi gittiğini, Türkiye‘de onu geçecek at bulunmadığını ballandıra ballandıra anlatırdı. Hayatımda güzel bir şey gördüğüm, bir şeye imrendiğim zaman, aklıma hep palancı Yakup gelir. Kendi kendime düşünürüm: Yakup, alceylanın eğerini tamir etmek suretiyle, onun başarısına bir katkıda bulunmuş olmanın gururunu duyuyordu. Kendi kendime düşünüyordum: Acaba ben de, imrendiğim, hayran kaldığım bazı eserlere bir katkıda bulunarak veya bulunduğumu zannederek, kendimi mutlu hissedemez miyim?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat