Sepetim (0) Toplam: 0,00
%20
Perilerin Gerçek Dünyası Dora Van Gelder Kunz

Perilerin Gerçek Dünyası

Liste Fiyatı : 3,70
İndirimli Fiyat : 3,70
Kazancınız : 0,00
9789758519507
634230
Perilerin Gerçek Dünyası
Perilerin Gerçek Dünyası
3.70

Perilerin Gerçek Dünyası, bizlere göremediğimiz neşeli ve canlı bir aleme göz atma ayrıcalığını sunuyor. Dora Kunz'un perilere ait büyüleyici vizyonları, perilerin sihirli ve gizemli alemlerini canlı, hoş ve samimi bir dünyaya dönüştürüyor. Onun tatlı dilinden dökülen zarif öyküler içimizdeki çocuğu harekete geçiriyor, yaratıcı enerjimizi ateşliyor ve doğayla bağlantı hissimizi derinleştiriyor.
(Tanıtım Bülteni'nden)
Perilerin Gerçek Dünyası'nın bu yeni basımında okuyucuya Dora Kunz'un perilerle ilgili vizyonlarını sunmaktan mutluyum. Yazarın açık kalpli deneyimleri birçoklarının kendi çocukluklarından tanıyacağı, her ağacında oranın yerlisi bir ruhun barındığı ve belirli gizli köşelerinin doğal dünyadan arkadaşlarımız ve komşularımızla -her ne hikmetse yetişkinlerin çoğu için görünmez olan varlıklarla- neşeli bir birliktelik olasılığını taşıdığı bir harikalar diyarını ifşa etmektedir.
Bu önsözle benim katkım eserin peri diyarlarına ilişkin güncel anlayış vitrinine sokulmasına yardımcı olmaktır. Dora Kunz'un yaşam süreci dahilinde yani, yirminci yüzyılın büyük kısmını kapsayan bir sürede periler halkın bilincinde ilginç bir anlam değişimi geçirmişlerdir.
1907-1910'da, Stanford Üniversitesinden W. Y. Evans-Wentz'in çarpıcı çalışması Kelt Ülkelerinde Peri İnancı /The Fairy Faith in Celtic Countries için Britanya, İskoçya, İrlanda, Galler ve Bretanya'da yaptığı yolculuklarda perilere inancın ve perilerle karşılaşmanın hala yaşayan bir gelenek olduğunu öğrendi. Perilerle ilgili bu gelenek halen Kelt topraklarında insanların günlük deneyimlerinin bir parçasını oluşturur. Onlar Orta Çağ'dan daha eskilere, Kelt geçmişlerine uzanan köklü bir peri geleneğinin günümüzdeki temsilcileridir. Bu geleneğin ilk ağızdan birebir aktarımlarını veren belgeler sayıca az fakat tutarlıdır. Önce perileri görmenin kişilerin ruhsal eğilimleriyle fazla bir ilgisi olmadığını ortaya koymaları bakımından, ruhban sınıfın biri Katolik biri Protestan iki üyesinin içinde yer aldığı böyle iki örneğe göz atalım.
On üçüncü yüzyıl tarihçisi Gerald of Wales'in kayda geçirdiği bir ileti, perili tepelere giden Elidyr isminde Galli bir oğlanı anlatır. Elidyr perilerin yeraltındaki ülkelerini bulmuştu ve burası büyük bir güzelliğe sahip güneşsiz bir ülkeydi. Ona göre periler sözlerinin eriydi ve geçici ihtirasları ve yalanı müthiş kınıyorlardı. Elidyr bir parça Yunanca'ya benzeyen peri dilini öğrenmişti. Yetişkin yaşa geldiğinde altın bulma sevdasına kapılmış ve bu onu yeniden bu ülkeye dönmeye itmiş, fakat ölümlü açgözlülüğüne bağlı olarak giriş yolunu bulamamış, hiçbir zaman da oraya bir daha geri dönememişti. Elidyr bunları gözyaşları içinde anlatır.
On yedinci yüzyıl yazarlarından Rahip Robert Kirk'in perilerle ilgili araştırmaları, perilerin adetleri ve törelerine dair yarı-antropolojik çalışmaların ilki olarak yerini korumaktadır. Üstelik, bizzat Kirk'in de Aberfoyle'deki mezarında olmayıp bugüne kadar periler diyarında yaşadığına inanılmaktadır. Kirk perilerle karşılaşan ve onların yaşamlarını bilen kişilerle söyleşiler yapmıştı. Kayda geçirdiği çeşitli noktalar; ölümlülerin uzak durma eğiliminde olduğu yeraltı barınaklarında yaşadıkları, hazinelerine bekçilik ettikleri, insanlara yararlı dostlar olabildikleri tüm Kelt geleneğinde görülür.
Periler kuşkusuz dünyanın pek çok geleneğinde farklı isimler altında başgösterirler ve söz konusu ülkenin modernlik derecesine bağlı olarak güçlü bir hayret ve hayranlık, tedirginlik veya inançsızlık kaynağı olmayı sürdürürler. Fakat bu yüzyılda bir şey radikal olarak değişmiştir. Sözünü ettiğimiz süreç Grimm kardeşler gibi folkloristlerin ve öykü koleksiyoncularının on dokuzuncu yüzyıl başlarında öyküleri araştırmasıyla başlamıştı. Köylü halk -ki büyük kısmı yetişkin yaştaydı- perileri savunma amaçlı savaşçılar, gönül çelen aşıklar, hazine ve bilgelik muhafızları olarak gören öykü ve şarkılar nakletmişlerdi. Oysa öykü koleksiyoncuları, daha geniş bir okuyucu kitlesini göz önüne alarak, bazı şeyleri değiştirmeye başladılar. Perilere ait malumatın daha şiddetli unsurları öykülerden temizlendi, ta ki peri masalı terimi “çocuklara uygun hafif bir halk hikayesi” anlamını kazanana dek.
Gözle görülmeyen herhangi bir şeyin yok sayıldığı Akılcılık Çağı'nın ardından on dokuzuncu yüzyılda doğaüstü olana ve ezoterizme ilgi arttı. Bu alanla yakından ilgilenen araştırmacıların kendi toplumlarında yaşayan peri gelenekleri ve majik geleneklerle bağları kopuktu ve etraflarını kuşatan hazineyi ihmal ederek esin için gözlerini gizemli Doğu'ya çevirmişlerdi.
Peri geleneklerinde önde gelen otoritelerden R. J. Stewart dünyada halen yaşatılan perilere dair halk gelenekleri ile çağdaş kültürün kapsamındaki perilere bakış açısı arasında dünya kadar fark olduğunu belirtir. Çiçeklerin üzerinde uçuşan küçük kanatlı varlıklar olarak resmedilen peri tasvirini atalarımızın benimsediği görüşlerden ziyade Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın yirminci yüzyıl prodüksiyonlarıyla popülerleşen devalar ya da doğa ruhları, fikrine borçluyuzdur...

  • Açıklama
    • Perilerin Gerçek Dünyası, bizlere göremediğimiz neşeli ve canlı bir aleme göz atma ayrıcalığını sunuyor. Dora Kunz'un perilere ait büyüleyici vizyonları, perilerin sihirli ve gizemli alemlerini canlı, hoş ve samimi bir dünyaya dönüştürüyor. Onun tatlı dilinden dökülen zarif öyküler içimizdeki çocuğu harekete geçiriyor, yaratıcı enerjimizi ateşliyor ve doğayla bağlantı hissimizi derinleştiriyor.
      (Tanıtım Bülteni'nden)
      Perilerin Gerçek Dünyası'nın bu yeni basımında okuyucuya Dora Kunz'un perilerle ilgili vizyonlarını sunmaktan mutluyum. Yazarın açık kalpli deneyimleri birçoklarının kendi çocukluklarından tanıyacağı, her ağacında oranın yerlisi bir ruhun barındığı ve belirli gizli köşelerinin doğal dünyadan arkadaşlarımız ve komşularımızla -her ne hikmetse yetişkinlerin çoğu için görünmez olan varlıklarla- neşeli bir birliktelik olasılığını taşıdığı bir harikalar diyarını ifşa etmektedir.
      Bu önsözle benim katkım eserin peri diyarlarına ilişkin güncel anlayış vitrinine sokulmasına yardımcı olmaktır. Dora Kunz'un yaşam süreci dahilinde yani, yirminci yüzyılın büyük kısmını kapsayan bir sürede periler halkın bilincinde ilginç bir anlam değişimi geçirmişlerdir.
      1907-1910'da, Stanford Üniversitesinden W. Y. Evans-Wentz'in çarpıcı çalışması Kelt Ülkelerinde Peri İnancı /The Fairy Faith in Celtic Countries için Britanya, İskoçya, İrlanda, Galler ve Bretanya'da yaptığı yolculuklarda perilere inancın ve perilerle karşılaşmanın hala yaşayan bir gelenek olduğunu öğrendi. Perilerle ilgili bu gelenek halen Kelt topraklarında insanların günlük deneyimlerinin bir parçasını oluşturur. Onlar Orta Çağ'dan daha eskilere, Kelt geçmişlerine uzanan köklü bir peri geleneğinin günümüzdeki temsilcileridir. Bu geleneğin ilk ağızdan birebir aktarımlarını veren belgeler sayıca az fakat tutarlıdır. Önce perileri görmenin kişilerin ruhsal eğilimleriyle fazla bir ilgisi olmadığını ortaya koymaları bakımından, ruhban sınıfın biri Katolik biri Protestan iki üyesinin içinde yer aldığı böyle iki örneğe göz atalım.
      On üçüncü yüzyıl tarihçisi Gerald of Wales'in kayda geçirdiği bir ileti, perili tepelere giden Elidyr isminde Galli bir oğlanı anlatır. Elidyr perilerin yeraltındaki ülkelerini bulmuştu ve burası büyük bir güzelliğe sahip güneşsiz bir ülkeydi. Ona göre periler sözlerinin eriydi ve geçici ihtirasları ve yalanı müthiş kınıyorlardı. Elidyr bir parça Yunanca'ya benzeyen peri dilini öğrenmişti. Yetişkin yaşa geldiğinde altın bulma sevdasına kapılmış ve bu onu yeniden bu ülkeye dönmeye itmiş, fakat ölümlü açgözlülüğüne bağlı olarak giriş yolunu bulamamış, hiçbir zaman da oraya bir daha geri dönememişti. Elidyr bunları gözyaşları içinde anlatır.
      On yedinci yüzyıl yazarlarından Rahip Robert Kirk'in perilerle ilgili araştırmaları, perilerin adetleri ve törelerine dair yarı-antropolojik çalışmaların ilki olarak yerini korumaktadır. Üstelik, bizzat Kirk'in de Aberfoyle'deki mezarında olmayıp bugüne kadar periler diyarında yaşadığına inanılmaktadır. Kirk perilerle karşılaşan ve onların yaşamlarını bilen kişilerle söyleşiler yapmıştı. Kayda geçirdiği çeşitli noktalar; ölümlülerin uzak durma eğiliminde olduğu yeraltı barınaklarında yaşadıkları, hazinelerine bekçilik ettikleri, insanlara yararlı dostlar olabildikleri tüm Kelt geleneğinde görülür.
      Periler kuşkusuz dünyanın pek çok geleneğinde farklı isimler altında başgösterirler ve söz konusu ülkenin modernlik derecesine bağlı olarak güçlü bir hayret ve hayranlık, tedirginlik veya inançsızlık kaynağı olmayı sürdürürler. Fakat bu yüzyılda bir şey radikal olarak değişmiştir. Sözünü ettiğimiz süreç Grimm kardeşler gibi folkloristlerin ve öykü koleksiyoncularının on dokuzuncu yüzyıl başlarında öyküleri araştırmasıyla başlamıştı. Köylü halk -ki büyük kısmı yetişkin yaştaydı- perileri savunma amaçlı savaşçılar, gönül çelen aşıklar, hazine ve bilgelik muhafızları olarak gören öykü ve şarkılar nakletmişlerdi. Oysa öykü koleksiyoncuları, daha geniş bir okuyucu kitlesini göz önüne alarak, bazı şeyleri değiştirmeye başladılar. Perilere ait malumatın daha şiddetli unsurları öykülerden temizlendi, ta ki peri masalı terimi “çocuklara uygun hafif bir halk hikayesi” anlamını kazanana dek.
      Gözle görülmeyen herhangi bir şeyin yok sayıldığı Akılcılık Çağı'nın ardından on dokuzuncu yüzyılda doğaüstü olana ve ezoterizme ilgi arttı. Bu alanla yakından ilgilenen araştırmacıların kendi toplumlarında yaşayan peri gelenekleri ve majik geleneklerle bağları kopuktu ve etraflarını kuşatan hazineyi ihmal ederek esin için gözlerini gizemli Doğu'ya çevirmişlerdi.
      Peri geleneklerinde önde gelen otoritelerden R. J. Stewart dünyada halen yaşatılan perilere dair halk gelenekleri ile çağdaş kültürün kapsamındaki perilere bakış açısı arasında dünya kadar fark olduğunu belirtir. Çiçeklerin üzerinde uçuşan küçük kanatlı varlıklar olarak resmedilen peri tasvirini atalarımızın benimsediği görüşlerden ziyade Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın yirminci yüzyıl prodüksiyonlarıyla popülerleşen devalar ya da doğa ruhları, fikrine borçluyuzdur...

      Stok Kodu
      :
      9789758519507
      Boyut
      :
      13.50x19.50
      Sayfa Sayısı
      :
      153
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2005
      Çeviren
      :
      Rengin Ekiz
      Kapak Türü
      :
      Ciltsiz
      Kağıt Türü
      :
      2. Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
      Orijinal Adı
      :
      The Real World of Fairies
  • Yeni Ürünler
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat