Girit Toprağından Tarsus'a Çilek Kokulu Üzüm

Stok Kodu:
9786051287911
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
230
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
15,74
12,59
9786051287911
421477
Girit Toprağından Tarsus'a Çilek Kokulu Üzüm
Girit Toprağından Tarsus'a Çilek Kokulu Üzüm
12.59

Yastığının altına bir kalem ve küçük bir defter koydum. ‘Yazacaklarım, uykuya dalacağım zaman geliyor aklıma, sabaha da unutuyorum...' demiştin. Aklına ne gelirse not tut, sana hatırlatmaya yarayacak bir iki kelime yeter. İçinden yazmak geldiği zaman işine yarar... Sen bir gün yazacaksın biliyorum... Senden tek bir isteğim var, yazmaya başlayınca bana anlattığın gibi yaz olur mu?” demişti babam...

Yıllarca hiç içimden yazmak gelmedi... O defter doldu, içine tıkıştırdığım kâğıtlara da yer kalmadı... Bir gün elim yazmaya başladı. Her not bir dosya açıyordu sanki beynimde, elim yetişemiyordu anlatacaklarıma...

Babamların son vapurla Girit'ten göçmeden evvel yaşadıkları, oradaki evleri, bağları yaşantıları, 1923'te başlayan göç olayı, Tarsus'ta bağ yetiştirmeleri ve kardeşleriyle verdikleri hayat mücadelesi... Babaannemle yaşadıklarım, unutulmayacak hatıralar...

İlkokul öğretmeni olan babamın okuma azmi, annemle tanışması ve ardından içinde benim de her detayıyla hatırladığım İlköğretim Müfettişliği görevi, 1960'lı yılların Antalya'sı ve Mersin'i... Babamın meslek aşkı, bizi hayattaki zorluklara karşı durabilecek şekilde yetiştirmeye çalışması, efsaneleşen babamın arkasındaki annem... Neşesi, çalışkanlığı ve annesinden aldığı yüce annelik dersiyle bizi yetiştiren harika insan, annem... Tüm öğrettikleri, aldığım eğitim derslerinde ve hayatta karşıma çıkan annem... Babamın fikirlerini hayata geçiren arkadaşımdı anlatmaya doyamadığım...

Yıllar öncesi Girit'ten gelen annemin ailesinin Mersin'deki portakal bahçeleri... Birinci Dünya Savaşı'nı hayatında yaşamış anneannemin, babaannemle dayanışması... İki güçlü kadının buluşması...

Bizleri duygulandıran cesaret dolu bu yaşam mücadelesi anılardan silinmesin ve: “Dünyadan böyle güzel insanlar geçmiş…” densin istiyorum. Bu kadar sessiz gitmelerine gönlüm razı gelmiyor. Ben ailemden, bakışlarla konuşmayı öğrendim. “Bakarsın, öyle bir bakarsın ki, lafa söze gerek kalmaz.” derlerdi... Şimdi o bakan gözler yok. Lafa da söze de ihtiyaç var. Çocukluğumdan beri benim ve akrabalarımın dinlediği ve bizzat yaşanan olayları hayal gücümle birleştirip sizlere aktarmaya çalışacağım, babama anlattığım gibi...

Yaşamak, sana verilen hayatın değerini bilerek ve başka hayatlara saygı göstererek sevgi dolu kalbinle yaşamak... Hak yemeden, ne iş yaparsan içine sevgi ve özen katarak en iyisini yapmaya çalışarak yaşamak... Doğduğuna nasıl inanıyorsan, bir gün toprak olacağını bilerek yaşamak... İnsanlıkta yücelerek yaşamak...

Güler (Önsay) Göfer

Yastığının altına bir kalem ve küçük bir defter koydum. ‘Yazacaklarım, uykuya dalacağım zaman geliyor aklıma, sabaha da unutuyorum...' demiştin. Aklına ne gelirse not tut, sana hatırlatmaya yarayacak bir iki kelime yeter. İçinden yazmak geldiği zaman işine yarar... Sen bir gün yazacaksın biliyorum... Senden tek bir isteğim var, yazmaya başlayınca bana anlattığın gibi yaz olur mu?” demişti babam...

Yıllarca hiç içimden yazmak gelmedi... O defter doldu, içine tıkıştırdığım kâğıtlara da yer kalmadı... Bir gün elim yazmaya başladı. Her not bir dosya açıyordu sanki beynimde, elim yetişemiyordu anlatacaklarıma...

Babamların son vapurla Girit'ten göçmeden evvel yaşadıkları, oradaki evleri, bağları yaşantıları, 1923'te başlayan göç olayı, Tarsus'ta bağ yetiştirmeleri ve kardeşleriyle verdikleri hayat mücadelesi... Babaannemle yaşadıklarım, unutulmayacak hatıralar...

İlkokul öğretmeni olan babamın okuma azmi, annemle tanışması ve ardından içinde benim de her detayıyla hatırladığım İlköğretim Müfettişliği görevi, 1960'lı yılların Antalya'sı ve Mersin'i... Babamın meslek aşkı, bizi hayattaki zorluklara karşı durabilecek şekilde yetiştirmeye çalışması, efsaneleşen babamın arkasındaki annem... Neşesi, çalışkanlığı ve annesinden aldığı yüce annelik dersiyle bizi yetiştiren harika insan, annem... Tüm öğrettikleri, aldığım eğitim derslerinde ve hayatta karşıma çıkan annem... Babamın fikirlerini hayata geçiren arkadaşımdı anlatmaya doyamadığım...

Yıllar öncesi Girit'ten gelen annemin ailesinin Mersin'deki portakal bahçeleri... Birinci Dünya Savaşı'nı hayatında yaşamış anneannemin, babaannemle dayanışması... İki güçlü kadının buluşması...

Bizleri duygulandıran cesaret dolu bu yaşam mücadelesi anılardan silinmesin ve: “Dünyadan böyle güzel insanlar geçmiş…” densin istiyorum. Bu kadar sessiz gitmelerine gönlüm razı gelmiyor. Ben ailemden, bakışlarla konuşmayı öğrendim. “Bakarsın, öyle bir bakarsın ki, lafa söze gerek kalmaz.” derlerdi... Şimdi o bakan gözler yok. Lafa da söze de ihtiyaç var. Çocukluğumdan beri benim ve akrabalarımın dinlediği ve bizzat yaşanan olayları hayal gücümle birleştirip sizlere aktarmaya çalışacağım, babama anlattığım gibi...

Yaşamak, sana verilen hayatın değerini bilerek ve başka hayatlara saygı göstererek sevgi dolu kalbinle yaşamak... Hak yemeden, ne iş yaparsan içine sevgi ve özen katarak en iyisini yapmaya çalışarak yaşamak... Doğduğuna nasıl inanıyorsan, bir gün toprak olacağını bilerek yaşamak... İnsanlıkta yücelerek yaşamak...

Güler (Önsay) Göfer

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat