Türkiye'de İstihbarat Savaşları ve MİT İnsanlığın En Gizemli Dünyasında Olan İstihbaratçılık ve Günümüz MİT İçerisindeki Kavgaların Şifreleri

Stok Kodu:
9786054607075
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
445
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
23,15
18,52
9786054607075
472485
Türkiye'de İstihbarat Savaşları ve MİT
Türkiye'de İstihbarat Savaşları ve MİT İnsanlığın En Gizemli Dünyasında Olan İstihbaratçılık ve Günümüz MİT İçerisindeki Kavgaların Şifreleri
18.52

Birçok konuda olduğu gibi, istihbaratın neşet ettiği yer de Doğu'dur. Dünyada ilk organize istihbarat, yazılı kayıtlara göre M.Ö. 5000 yılında Mısır'da görülürken ilk organize istihbarat örgütünün, Çinliler tarafından Göktürklere karşı 570'li yıllarda kurulmuştur. Tarih kaynakları, diğer alanlarda olduğu gibi istihbarat sanatında da Türklerle Çinlilerin hâlâ göz kamaştıran çatışmalar yaşadıklarını gösterir.
Orta Asya'nın büyüyen Türk devletlerine dar gelmesinden dolayı Batı'ya yapılan göçler, istihbarat teşkilatının daha güçlü kılınmasını zaruri hale getirmiştir. Selçuklu ve Osmanlı'da da istihbarat, devletin olmazsa olmazlarından olup, kurumsal kimliğini ve devamlılığını korumuştur.

Oğuz, Göktürk, Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı'dan yapısal hiçbir değişikliğe uğramadan Cumhuriyete devredilen binlerce yıllık istihbarat birikimi, paşaların kavgası sırasında ve askeri darbelere zemin hazırlamada, yine egemen askeri zihniyete hizmet etmek için rutin dışına çıkmıştır.

Günümüzde Hakan Fidan şahsı üzerinde yürütülen savaşın, esas sebebi zihniyet değişikliğidir. “Askeri vesayet“in rutini dışında göreve gelen bir Müsteşar olmasından dolayı, başta MOSSAD olmak üzere, İran İstihbarat Servisi VEVAK ve Muhaberatların boy hedefi haline gelmiştir. Bu, Hakan Fidan'ın şahsından çok, onun temsil ettiği yeni Türk istihbarat anlayışına yönelik bir saldırı şeklidir.
İnsanlığın en gizemli dünyası olan istihbaratçılık ve günümüz MİT içerisindeki kavgaların şifrelerinin yer aldığı bu çalışmayı büyük bir dikkatle okuyacağınızdan eminiz.

Birçok konuda olduğu gibi, istihbaratın neşet ettiği yer de Doğu'dur. Dünyada ilk organize istihbarat, yazılı kayıtlara göre M.Ö. 5000 yılında Mısır'da görülürken ilk organize istihbarat örgütünün, Çinliler tarafından Göktürklere karşı 570'li yıllarda kurulmuştur. Tarih kaynakları, diğer alanlarda olduğu gibi istihbarat sanatında da Türklerle Çinlilerin hâlâ göz kamaştıran çatışmalar yaşadıklarını gösterir.
Orta Asya'nın büyüyen Türk devletlerine dar gelmesinden dolayı Batı'ya yapılan göçler, istihbarat teşkilatının daha güçlü kılınmasını zaruri hale getirmiştir. Selçuklu ve Osmanlı'da da istihbarat, devletin olmazsa olmazlarından olup, kurumsal kimliğini ve devamlılığını korumuştur.

Oğuz, Göktürk, Karahanlı, Selçuklu ve Osmanlı'dan yapısal hiçbir değişikliğe uğramadan Cumhuriyete devredilen binlerce yıllık istihbarat birikimi, paşaların kavgası sırasında ve askeri darbelere zemin hazırlamada, yine egemen askeri zihniyete hizmet etmek için rutin dışına çıkmıştır.

Günümüzde Hakan Fidan şahsı üzerinde yürütülen savaşın, esas sebebi zihniyet değişikliğidir. “Askeri vesayet“in rutini dışında göreve gelen bir Müsteşar olmasından dolayı, başta MOSSAD olmak üzere, İran İstihbarat Servisi VEVAK ve Muhaberatların boy hedefi haline gelmiştir. Bu, Hakan Fidan'ın şahsından çok, onun temsil ettiği yeni Türk istihbarat anlayışına yönelik bir saldırı şeklidir.
İnsanlığın en gizemli dünyası olan istihbaratçılık ve günümüz MİT içerisindeki kavgaların şifrelerinin yer aldığı bu çalışmayı büyük bir dikkatle okuyacağınızdan eminiz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat