Perize Ezan Vakti Beethoven

Stok Kodu:
9786050911626
Boyut:
14.00x23.00
Sayfa Sayısı:
389
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
6
Basım Tarihi:
2012-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
22,22
18,89
9786050911626
588936
Perize Ezan Vakti Beethoven
Perize Ezan Vakti Beethoven
18.89
"Gecenin ilk karanlığı çökmek üzereydi. Perize okulda piyanonun başında kendinden geçmişçesine Beethoven çalıyordu. Son ölçüleri vurdu ve istediği hazzın doruğuna varmış gibi parmaklarını tuşların üzerinde bıraktı, gözlerini kapadı. Ruhunda yeni değerlerin oluştuğunu ve fırtınaların estiğini görüyordu. Bir mutluluk kapısının önünde bekletildiğini ve bu mutluluğa sahip olmanın sınavından geçirildiğini sanıyordu. Bu mutluluğun, eski varlık iddiasıyla çatışabileceği kuşkusunu hissetmeye başladı. Bu duyguyu tanımlayamıyor, açıkçası, tanımak istemiyordu. Bir erkeğin hayatında olmanın bütünleyici bütün değerlerini zihninden geçiriyor ve hepsinde kendisi için yeterli sorumluluk ve tahammül olduğuna inanıyordu. Bu bütünlük bazen, bölük pörçük dünyasında yerini bulamıyor ve kendisini nereye oturtacağını kestiremiyordu. Karşısında aşılması gereken iki dağ vardı. Birinin tepesinde Cavidan bağdaş kurmuştu; kimsenin geçmesine izin vermeyen eşkıya gibi doruklara hükmediyordu. Ötekisinde Haldun, dağın eteğinden ovaya uzayan düzlüğe sehpasını kurmuş bir ressam gibiydi. Ne ovanın bereketini, ne dağın ihtişamını görebiliyordu."
"Gecenin ilk karanlığı çökmek üzereydi. Perize okulda piyanonun başında kendinden geçmişçesine Beethoven çalıyordu. Son ölçüleri vurdu ve istediği hazzın doruğuna varmış gibi parmaklarını tuşların üzerinde bıraktı, gözlerini kapadı. Ruhunda yeni değerlerin oluştuğunu ve fırtınaların estiğini görüyordu. Bir mutluluk kapısının önünde bekletildiğini ve bu mutluluğa sahip olmanın sınavından geçirildiğini sanıyordu. Bu mutluluğun, eski varlık iddiasıyla çatışabileceği kuşkusunu hissetmeye başladı. Bu duyguyu tanımlayamıyor, açıkçası, tanımak istemiyordu. Bir erkeğin hayatında olmanın bütünleyici bütün değerlerini zihninden geçiriyor ve hepsinde kendisi için yeterli sorumluluk ve tahammül olduğuna inanıyordu. Bu bütünlük bazen, bölük pörçük dünyasında yerini bulamıyor ve kendisini nereye oturtacağını kestiremiyordu. Karşısında aşılması gereken iki dağ vardı. Birinin tepesinde Cavidan bağdaş kurmuştu; kimsenin geçmesine izin vermeyen eşkıya gibi doruklara hükmediyordu. Ötekisinde Haldun, dağın eteğinden ovaya uzayan düzlüğe sehpasını kurmuş bir ressam gibiydi. Ne ovanın bereketini, ne dağın ihtişamını görebiliyordu."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat