Ankara İyi Kalpli Üvey Ana

Stok Kodu:
9786059427142
Boyut:
13.50x21.50
Sayfa Sayısı:
127
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
32,00
28,80
9786059427142
486418
Ankara
Ankara İyi Kalpli Üvey Ana
28.80

Sizin hiç Ankara'da dayınız oldu mu? Benim bir kere oldu. Dayımdan ummazdım bunu kahroldum! İstanbul'da çözülmez işlerin içerisine girmiştim. Çözülmez dedimse yanlış anlamayın, bürokratik, kırtasiye işleri anlayacağınız. Babam yıllar sonra aslında benim bir dayımın olduğunu ama onun dar zamanlarda ortaya çıktığını kulağıma doğru fısıldayıverdi.

Ben ona aklımda iyi kalsın ve diğer vilayetlerdeki sahici dayılarımla karıştırmayayım diye “dar zaman dayısı” adını vermiştim. Çok büyük bir kapıdan giriliyordu dayımın bulunduğu yere. İlk kez o zaman inanmıştım dayımın ne denli büyük olduğuna. Her kapı bir diğerine açılıyor bir sürü koridordan geçiyordum. Yakamda ziyaretçi kartımla kaç merdiven çıktım bilmiyorum. Sonra bir refakatçi bayan eşliğinde yıllar sonra ilk kez karşılaşacağım dayımın odasına doğru yürüdüm. Dayım olacak adam sanki dünyanın bütün problemlerini gönüllü olarak üstlenmiş bir civanmert edasıyla meşguliyetini ima edercesine başıyla beni selamladı. Dilimin döndüğünce en kısa cümlelerle neden orada olduğumu anlatmaya çalıştım. Aslında beni dinlemiyor sadece dinliyormuş gibi yapıyordu. Önündeki neye yaradığı anlaşılmayan kâğıda adımı soyadımı yazarken ilk kez beni hiç unutmasın diye doyasıya “dayı” diye söylemeye hazırlanıyordum ki o benden evvel davrandı: ...

Sizin hiç Ankara'da dayınız oldu mu? Benim bir kere oldu. Dayımdan ummazdım bunu kahroldum! İstanbul'da çözülmez işlerin içerisine girmiştim. Çözülmez dedimse yanlış anlamayın, bürokratik, kırtasiye işleri anlayacağınız. Babam yıllar sonra aslında benim bir dayımın olduğunu ama onun dar zamanlarda ortaya çıktığını kulağıma doğru fısıldayıverdi.

Ben ona aklımda iyi kalsın ve diğer vilayetlerdeki sahici dayılarımla karıştırmayayım diye “dar zaman dayısı” adını vermiştim. Çok büyük bir kapıdan giriliyordu dayımın bulunduğu yere. İlk kez o zaman inanmıştım dayımın ne denli büyük olduğuna. Her kapı bir diğerine açılıyor bir sürü koridordan geçiyordum. Yakamda ziyaretçi kartımla kaç merdiven çıktım bilmiyorum. Sonra bir refakatçi bayan eşliğinde yıllar sonra ilk kez karşılaşacağım dayımın odasına doğru yürüdüm. Dayım olacak adam sanki dünyanın bütün problemlerini gönüllü olarak üstlenmiş bir civanmert edasıyla meşguliyetini ima edercesine başıyla beni selamladı. Dilimin döndüğünce en kısa cümlelerle neden orada olduğumu anlatmaya çalıştım. Aslında beni dinlemiyor sadece dinliyormuş gibi yapıyordu. Önündeki neye yaradığı anlaşılmayan kâğıda adımı soyadımı yazarken ilk kez beni hiç unutmasın diye doyasıya “dayı” diye söylemeye hazırlanıyordum ki o benden evvel davrandı: ...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat