Müstesna Hüzünler

Stok Kodu:
9786059831291
Boyut:
14.00x21.00
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2016-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
42,00
31,50
9786059831291
630037
Müstesna Hüzünler
Müstesna Hüzünler
31.50

Bahçeye çıktığımda bütün hizmetçileri başımdan kov­muştum, yalnızlığımla konuşacakken bahçedeki gülleri gör­düm, bahçıvanı oradan uzaklaştırıp en yalnız gülün yanına gittim ve sohbet ettim onunla ben konuştum o dinledi.

“Biliyor musun yalnız gül, Benim doğduğum yerlere her gün yağmur yağardı. Ve orada hiç arkadaşım olmadı. Sonra babamın emriyle ortası duvarlarla ikiye bölünmüş bir ülkeye taşındık.”

Yalnız gülden çıt çıkmıyordu. Beni dinliyor olmalı diye­rek devam ettim konuşmaya. “Burada da hiç arkadaşım olmayacak zannederken, Tanrı bana birbirinden iyi dört arkadaş nasip etti. Onlara o kadar alıştım ki kimi zaman bana ailemden bile daha yakın oldular. Ve daha güzeli hayatımda gördüğüm ve görebilece­ğim en güzel kızla karşılaştım, Olga'yla. Kendisini sevdiğimi söyledim, beni kabul etti hayatına, o da beni çok sevdi. Her şey o kadar güzeldi ki, sadece aklımdan bir kere geçirdim, acaba bu güzel günler bir gün biter mi diye, geçirmez olay­dım, buraya taşındık sonunda. Her şeyim orada kaldı yalnız gül. Ne kadar üzgünüm bir bilsen.”

Yalnız gülden yine cevap gelmeyince onun başını ağrıt­tığımı düşünerek odama doğru geri döndüm eskimiş adım­larla. Bahçedeki gülle konuşurken kendimi Küçük Prens'e benzettim. “Galiba ben de yapayalnız bir gezegeninin orta­sındayım ve kimsesiz bir çiçekle sohbete muhtacım.”

Bahçeye çıktığımda bütün hizmetçileri başımdan kov­muştum, yalnızlığımla konuşacakken bahçedeki gülleri gör­düm, bahçıvanı oradan uzaklaştırıp en yalnız gülün yanına gittim ve sohbet ettim onunla ben konuştum o dinledi.

“Biliyor musun yalnız gül, Benim doğduğum yerlere her gün yağmur yağardı. Ve orada hiç arkadaşım olmadı. Sonra babamın emriyle ortası duvarlarla ikiye bölünmüş bir ülkeye taşındık.”

Yalnız gülden çıt çıkmıyordu. Beni dinliyor olmalı diye­rek devam ettim konuşmaya. “Burada da hiç arkadaşım olmayacak zannederken, Tanrı bana birbirinden iyi dört arkadaş nasip etti. Onlara o kadar alıştım ki kimi zaman bana ailemden bile daha yakın oldular. Ve daha güzeli hayatımda gördüğüm ve görebilece­ğim en güzel kızla karşılaştım, Olga'yla. Kendisini sevdiğimi söyledim, beni kabul etti hayatına, o da beni çok sevdi. Her şey o kadar güzeldi ki, sadece aklımdan bir kere geçirdim, acaba bu güzel günler bir gün biter mi diye, geçirmez olay­dım, buraya taşındık sonunda. Her şeyim orada kaldı yalnız gül. Ne kadar üzgünüm bir bilsen.”

Yalnız gülden yine cevap gelmeyince onun başını ağrıt­tığımı düşünerek odama doğru geri döndüm eskimiş adım­larla. Bahçedeki gülle konuşurken kendimi Küçük Prens'e benzettim. “Galiba ben de yapayalnız bir gezegeninin orta­sındayım ve kimsesiz bir çiçekle sohbete muhtacım.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat