Leyla Bir Kürt Prensesinin Öyküsü

Stok Kodu:
9789758637775
Boyut:
13.00x19.50
Sayfa Sayısı:
219
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
35,00
9789758637775
398948
Leyla
Leyla Bir Kürt Prensesinin Öyküsü
35.00

"Ay belki de gökyüzünde, bir soyun gururu olan bu harikulade genç kızı izlemek için durdu. Beyleri dize getiren atalarını, onların ele geçirdikleri yüz kentin kubbelerini taçlandıran bayraklarını anımsıyor mu? Atların dörtnala koştuğu dağların sarsılmasını duyuyor mu hâlâ?" -Kont Robert de Beauplan, La Liberté d'Egypt- "Dans ediyor; bir deniz uçurumunun gizli gölgesinde oluşmuş inci parlaklığındaki bedeni genç bir palmiye gibi ince. Onu izlerken gözkapakları mavi bir ceylan geliyor akla. Lavtadan dökülen ezgiler eşliğinde dans ederken, kumların büyüsüyle sıçrayan genç bir kısrağı andırıyor. Çıplak ve beyaz güzel ayakları karla yoğrulmuşa, ay ışığına bulanmışa benziyor. "Bu, Prenses Leyla Bedirhan'ın öyküsü: Kürdistan'ın çok güçlü bir beyinin kızı, bir gün efsane ülkesini terkedip o toprağın eski sanatçılarının düşlerini dansla dile getirerek dünyayı ele geçirmeye karar verdi." -Jean Masson, Candide- Botan suyu yatağını, tarih akışını değiştirseydi, Bedirhani Leyla'nın öyküsü ham ipeğe elle yazılmış bir soyağacının dallarında, sayfa kenarları yaldızlı çizgilerle çerçevelenmiş, altın şemseli, gül bezeli bir elyazmasında bulunabilirdi. Öyküsünü yazmak, adın yeniden Doğu'ya dönüşüne, Leylâ'ya kaldı. O da, yüreğinde gönüllü vazgeçişlerin, ertelemelerin pişmanlığı, yazının büyüsüne yakalanmış sözcüklerle ördü öyküyü. Leylaların yaşamı, gizi, gizemiyle öykünün ötesinde,yazının büyüsüne tutsak edilemeyen sözcüklerde kaldı.

"Ay belki de gökyüzünde, bir soyun gururu olan bu harikulade genç kızı izlemek için durdu. Beyleri dize getiren atalarını, onların ele geçirdikleri yüz kentin kubbelerini taçlandıran bayraklarını anımsıyor mu? Atların dörtnala koştuğu dağların sarsılmasını duyuyor mu hâlâ?" -Kont Robert de Beauplan, La Liberté d'Egypt- "Dans ediyor; bir deniz uçurumunun gizli gölgesinde oluşmuş inci parlaklığındaki bedeni genç bir palmiye gibi ince. Onu izlerken gözkapakları mavi bir ceylan geliyor akla. Lavtadan dökülen ezgiler eşliğinde dans ederken, kumların büyüsüyle sıçrayan genç bir kısrağı andırıyor. Çıplak ve beyaz güzel ayakları karla yoğrulmuşa, ay ışığına bulanmışa benziyor. "Bu, Prenses Leyla Bedirhan'ın öyküsü: Kürdistan'ın çok güçlü bir beyinin kızı, bir gün efsane ülkesini terkedip o toprağın eski sanatçılarının düşlerini dansla dile getirerek dünyayı ele geçirmeye karar verdi." -Jean Masson, Candide- Botan suyu yatağını, tarih akışını değiştirseydi, Bedirhani Leyla'nın öyküsü ham ipeğe elle yazılmış bir soyağacının dallarında, sayfa kenarları yaldızlı çizgilerle çerçevelenmiş, altın şemseli, gül bezeli bir elyazmasında bulunabilirdi. Öyküsünü yazmak, adın yeniden Doğu'ya dönüşüne, Leylâ'ya kaldı. O da, yüreğinde gönüllü vazgeçişlerin, ertelemelerin pişmanlığı, yazının büyüsüne yakalanmış sözcüklerle ördü öyküyü. Leylaların yaşamı, gizi, gizemiyle öykünün ötesinde,yazının büyüsüne tutsak edilemeyen sözcüklerde kaldı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat